Tasarım süreçlerinde eğretileme

 

Tasarımcılar eğretilemeyi projelerinde itme gücü olarak kullanabilir, eğretilemeli teknikler sayesinde yeni etkileşimler veya etkileşim tarzları yaratabilirler. Eğretileme, planlanan yeni bir çalışma tarzının merkezini oluşturabilir. Tasarım sürecindeki temel gereklerden biri olan kavramsal çerçevenin oluşturulmasında eğretileme önemli rol oynayabilir.

 Eğretileme günlük yaşam süreçlerimizin genellikle farkında olmadığımız bir parçasıdır ve bir araç olarak tasarım da dahil olmak üzere çeşitli iş süreçlerinde kullanılabilir. Eğretilemeli kavramsal bir çerçeve, ürün ve hizmetlerin yeniden türetilmesinde ilk problem tanımından teslime kadar her aşamanın tutarlı şekilde oluşturulabilmesinde fayda sağlayabilir.

 

Tasarımcılar, üzerinde çalıştıkları ürünlere ait sorunları çözümlemek için, uygun eğretileme ile yeniden tanımlamalar gerçekleştirebilirler. Bu tanımlamalar, üründe yeni fark edilen bir sorun için veya ürünün bir önceki modelinden beri belli sorunlar için kullanılabilir.

 

Tasarımcı olmanın zorlu yanlarından biri de tanıdık olmayan alanlarda çalışmaktır. Tasarım grupları, sıklıkla hakkında çok az bilgi sahibi oldukları alanlarda çalışmaya yönlendirilirler. Yabancı alanlarda çalışabilmenin yolu ise o alanda uzman olan kişilerin yardımından faydalanmaktır. Farklı disiplinlerde uzmanlaşmış kişilerle anlaşabilme gerekliliği, beraberinde kendi sorunlarını getirir; sahip olduğu bilgi birikimi sayesinde uzman kişiye çok açık gelen konular tasarımcı için hâlâ kolay anlaşılır değildir. Bu sorunu aşmak için uygun bir yöntem, karşılıklı ekiplerin, ortak sorunları anlayabilmek için eğretileme kullanmasıdır. Eğretileme, doğası gereği alışık olunmayan konuların daha anlaşılır konularla eşleştirilmesinde kullanıldığı için, daha fazla ve detaylı açıklanması gereken herhangi bir olgu için de işe koşulabileceği rahatlıkla söylenebilir (Shank ve Gleber, 2002). Tasarımcılar, bildik bir alanın yabancı bir alanla olan ortak ve farklı özelliklerini bulmak için bilinen alanın karakteristik özelliklerinden faydalanabilirler.

 

Yeni fikirler, çeşitli fikirlerin bir arada yan yana bulunduğu durumlarda daha çok ortaya çıkmaktadır (Koestler, 1964). Fark yaratabilecek fikirlerin en yoğun şekilde ortaya çıkışı, tasarımcıların grup halinde çalışması durumunda meydana gelmektedir. Eğretileme bu tür ortamlarda bir beyin fırtınası yöntemi olarak kullanılabilir. Böylece tasarımcılar çabukluk ve tam bir fikir birlikteliği ile yeni fikirler yaratabilirler. Aslında eğretileme, bir tür yan yana koyma işlemidir; iki farklı varlığın bir araya konarak birbirlerinin farklı karakteristiklerini açığa çıkarttığı yapılardır. Problemin ait olduğu alana ait eğretilemelerin bulunarak kullanılması hem tasarımcılar arasında anlaşmanın daha iyi sağlanmasına hem de problemlerin daha kolay çözümlenmesine olanak verir. Tasarımcıların, bilinen kullanıcı problemlerine yoğunlaşmaları, bu problemli noktaları çözebilmek için aynı karakteristik özelliklere sahip gerçek dünya olay, varlık ve kavramlarını eğretilemeli olarak kullanmaları gereklidir (Thomas Erickson, 1989). Rastgele bile olsa her eğretileme, bir ürün hakkında farklı düşünce yolları ortaya çıkmasını ya da bir tasarım sorunu için yeni çözümlerin bulunmasını tetikleyebilir.